İnsan, kendisi ile oyunlar oynamayı sever, zihinsel
numaralar ile kendini oyalayabilir, zihinsel oyunların ölçüsü kaçınca da, fikir
ve düşünce düzeni bozulur. Bunun sonu da kavgaya, dövüşe ve savaşa çıkar.
Savaşma meselesinde, insanların acınacak bahaneleri de diz
boyudur. Kendileri avlandıkları zaman bunun adı spor olur; gel gelelim avlamaya
çalıştıkları hayvan onları öldürdüğünde, buna vahşet derler. İnsan öldürmenin
adını da kendilerine göre belirleyenler vardır. Peter Ustinov'un söylediği
gibi; "Büyük ülkelerin terörüne savaş, küçük ülkelerin savaşına da terör
denir" ve Albert Einstein'in, "Dünyaya hâkim olan güç, ahmaklık,
korkaklık ve açgözlülüktür" değerlendirmesi; insanlık tarihi ve geleceğini
tanımlayan, kavga çıkarmak için her zaman bahane bulunacağını en kestirmeden
anlatan sözlerdir.
Savaşlar bundan sonra da da olanca hızıyla devam edecek,
daha çok bölgesel sorunlar çıkacak, insanlar kendi haklarını daha fazla
arayacak ve kaynaklarına sahip çıkma duyguları çok fazla yükselecek. Ama
savaşlar artık batı modeli değil, Asya savaş tarzında yapılacak, demir değil,
ruh ağırlıklı olacaktır.
Dünyadan güneşi kaldırmak ne anlama geliyorsa, sürekli barış
da aynı manaya gelir. Barış bir idealdir ve insanların böyle hayallere ihtiyacı
vardır…